Sahte Alkol Zehirlenmesi
Klinik Farmakoloji ve Toksikoloji Çalışma Grubu tarafından hazırlanmıştır.
21.02.2025
Sayın Üyelerimiz,
Son günlerde giderek artan oranda karşılaşılan ve ölümlere neden olan, kamuoyunun “sahte alkol zehirlenmesi” olarak bildiği metil alkol zehirlenmelerinin yeniden hatırlanmasında yarar olduğunu düşünmekteyiz. Bu konudaki farkındalığın artırılması ve güncel yaklaşımların gözden geçirilmesi için TYBD Klinik Farmakoloji ve Toksikoloji Çalışma Grubu tarafından TYBD-ÇİP düzenlenecektir. Aynı zamanda ekte bu konu ile ilgili uyarı metnini dikkatinize sunarız.
Prof. Dr. Tuğhan Utku
TYBD Yönetim Kurulu adına Başkan
“KİMYASAL BİR TRUVA ATI OLAN METİL ALKOL ZEHİRLENMELERİ” HAKKINDA GÜNCEL BİLGİLENDİRME
Özellikle sosyoekonomik düzeyi düşük olan ülkelerde zaman zaman yaygın küresel bir halk sağlığı sorunu olan metil alkol (metanol) zehirlenmeleri, ülkemizde de yıllardır gündemdeki yerini korumakta ve ölümlere yol açmaktadır. Son günlerde ülkemizde “sahte içki” olarak bilinen metil alkol zehirlenmeleri yine halk sağlığı sorunu haline gelmiş olup, yaşamını kaybedenlerin sayısı giderek artmaktadır.
Metil alkol, sanayi sektöründe yaygın olarak kullanılan ve elde edilmesi kolay bir alkol türevidir. Renk ve kokusu olmadığından etil alkolden ayırt edilmesi oldukça zordur. Maliyeti daha düşük içki üretmek amacıyla yasadışı yollardan temin edilerek içeceklere karıştırılması, kazara tüketimi ya da bilinçli olarak intihar amacıyla alınması sonucunda zehirlenmeler görülmektedir. Metil alkol zehirlenmesi; metabolik asidoz, görme kaybı, santral sinir sistemi baskılanmasına neden olabilen ve yüksek oranda öl
üm riski taşıyan ciddi bir durumdur. Ölümlerin pek çoğunu yoğun bakımlarda izlediğimiz kritik hastalarda görmekteyiz.
Zehirlenmeler genellikle 30mL ya da 24gr metanolün ağızdan alınması sonucu ortaya çıkmaktadır. Kişilerin metil alkolün akut etkilerine karşı duyarlılığı oldukça değişkendir ve 4mL kadar az miktarda alımından sonra bile körlük gelişebilir. Bazı kişilerde %40’ lık 15 mL gibi düşük miktarlarda alımı bile ölüme neden olabilir. Metil alkol alındıktan 30-90 dakika sonra maksimum serum konsantrasyonuna ulaşır. Kendisine ait toksik etki zayıftır, metabolizması sonucu oluşan formik asit zehirlenmenin asıl nedenidir. Bu nedenle, klinik belirti ve bulgular metil alkol alındıktan 12-24 saat sonra ortaya çıkar. Beraberinde etil alkol de alınmışsa toksik etkilerin ortaya çıkması daha da gecikebilir. Bu asemptomatik latent dönem hastaların zehirlendiklerinin geç farkedilmesine ve mortalitenin yüksek olmasına yol açar.
Formik asit, alkol dehidrogenaz enzimi aracılığıyla formaldehite yıkılır. Formaldehit ise aldehit dehidrogenaz aracılığıyla dakikalar içinde formik aside dönüşür. Ek olarak, metabolizmasında oluşan formaldehit, kanserojen olma riskine de sahiptir.
Metanol zehirlenmesinde temel olarak; santral sinir sistemi depresyonu, metabolik asidoz ve görme değişiklikleri meydana gelir. Taşikardi, takipne, hipertansiyon, görme bozukluğu ve mental durum değişikliği ile kendini gösterir. Bu durum solunum yetmezliği, kardiyak aritmi, solunum ve dolaşım kollapsına ilerleyebilir. Hipotansiyon ve bradikardi geç dönem bulgusudur ve kötü prognozu gösterir. Kesin tanı için plazmada metanol düzeyinin ölçülmesi gerekmekle birlikte bu ölçümün sağlanması her zaman mümkün olamamaktadır.
Optik sinirde formik asit birikmesi, optik disk hiperemisine yol açarak fotofobi ve bulanık görme gibi göz bulgularına neden olur. Semptomların çoğu metabolik asidoz ile ilişkilidir. Formik asitin neden olduğu laktat birikimi nedeniyle anyon gap artar. Kan metanol düzeyinin 20 mg/dL nin üzerinde olması tedaviye başlamak için kritik eşik kabul edilir.
Esas olarak, etkilenen vital organ ve sistemleri destekleyici tedaviler, antidot tedavisi ve hemodiyaliz uygulanır. Destekleyici tedavide amaç hava yolu devamlılığının sağlanması, elektrolit bozukluğunun düzeltilmesi ve yeterli hidrasyonun sağlanmasıdır. Metabolik asidoz varsa bikarbonat infüzyonu ve hemodiyaliz uygulanmalıdır. Ancak akut dönemde aktif karbon uygulanmasının ise herhangi bir faydası yoktur. Antidot tedavisine, plazma metil alkol düzeyi 20 mg/dL nin altına ininceye ve metabolik asidoz düzelinceye kadar devam edilmelidir.
Etanol veya fomepizol, “alkol dehidrogenaz inhibitörleri” olarak yarışmalı inhibisyon yolu ile toksik etkilerin azaltılması için antidot olarak kullanılmaktadır. Metabolik asidozun tedavisi için bikarbonat verilebilir ve hemodiyaliz uygulanabilir.
Derin asidozu, görme bozukluğu, hemodinamik bozukluğu ya da böbrek yetmezliği olan hastalarda acil olarak hemodiyaliz uygulanması gerekir. Hemodiyaliz toksik alkolleri ve tüm metabolitlerini hızlı bir şekilde kandan uzaklaştırır. Asit baz bozukluklarını hızla düzeltir. Hemodiyaliz sırasında alkol dehidrogenaz inhibitörleri ve folik asit uygulamalarına devam edilmelidir.
Metil alkol zehirlenmelerinin tedavisinde etil alkol uygulaması uzun yıllardır bilinen tedavi yöntemidir. Etil alkolün alkol dehidrogenaza afinitesi metil alkolden 10 kat daha fazla olduğundan yarışmalı inhibisyon ile alkol dehidrojenaza bağlanarak toksik metabolitlerin oluşumunu engeller. Etil alkolün merkezi sinir sistemini deprese edici etkisi olması ve kan düzeyi takibi gerektirmesi gibi dezavantajları nedeni ile, fomepizol (4-methylpyrazole) tercih edilebilir. Etil alkole göre alkol dehidrogenaza afinitesi 500-1000 kat fazla olması fomepizol tedavisinin önemli bir avantajıdır.
Metil alkol zehirlenmelerinde tedaviye, intravenöz folinik ya da folik asit eklenmelidir. Yüksek dozda folik ya da folinik asit formik asitin karbondioksit ve suya dönüşümünü sağlar.
Semptom göstermeyen latent dönemleri ve metabolitlerinden formaldehitin kanserojenite riski taşıması nedenleriyle, “METİL ALKOL ZEHİRLENMESİ İÇİNDE YAŞAMSAL RİSKLER GİZLEYEN KİMYASAL BİR TRUVA ATIDIR”. Artmış anyon açıklı metabolik asidoz ile başvuran, öyküsü, karakteristik klinik özellikleri ile şüphe duyulan, kan düzeyine bakılamayan hastalarda bile metil alkol zehirlenmesi düşünülmelidir. Metil alkol zehirlenmesi adli bir olaydır ve yasal olarak bildirimi zorunludur. “Ulusal Zehir Araştırmaları Merkezi-UZEM”e 114 den telefonla danışılarak ve “T.C. Sağlık Bakanlığı Zehirlenmeler Tanı ve Tedavi Rehberi”ne uygun yaklaşımla acilen tedavi edilmelidir.
Prof. Dr. Lale Karabıyık, PhD.
Türk Yoğun Bakım Derneği
Klinik Farmakoloji ve Toksikoloji Çalışma Grubu Başkanı